2 Ekim 2008 Perşembe

Blogu bitiriyorum

Ankara'nın değil, Türkiye'nin değil, dünyanın görülmemiş boyutlarda bir petrol krizinin, dolayısıyla da bir ekonomik krizin eşiğinde olduğunu (geç de olsa) idrak ettiğim şu günlerde, bileşenlerinin tamamı ucuz petrol sayesinde üretilen "karayolu" gibi bir konu başlığında, Hint ve Arap milletlerinden sonra dünyanın en aydınlanmamış üçüncü milletine laf anlatma, dil dökme çabasının beyhude olduğuna ve vaktimi ve enerjimi yaklaşan köklü değişimler dalgasını araştırmaya harcamanın daha akıllıca olduğu kararını vermiş bulunuyorum. Bilime, analitik ve özgür düşünceye, yolda görse tanımayacak, selam vermeyecek kadar yabancı ve hatta belki de düşman bir topluma bilimsel kökenleri olan bilgileri vermeye çabalamak, oldukça hakim olduğum konuda medeniyetin yolunu göstermeye çalışmak, delik deşik bir havuza su doldurmaya çalışmaktan daha akıllıca değil.

Bu blog artık güncellenmeyecektir.

9 Mayıs 2008 Cuma

Sarı ışığa ne oldu?


Son günlerde Batıkent ve civar semtlerde trafik lambalarında kırmızıdan yeşile geçişte sarının yanmadığına şahit oluyorum. Şehir merkezindeki kavşaklar şimdilik eskisi gibi. İstanbul mu örnek alınıyor acaba? İstanbul'da son bir iki yıla kadar kavşaklar hiç sarı ışık yanmayacak şekilde düzenleniyordu. Yaptıkları hatanın geç de olsa farkına vardılar. Bütün dünyada benimsenen kırmızı-sarı-yeşil-sarı-kırmızı döngüsünün yanlış olduğuna inanan bu aklıevvellerden ne zaman kurtulacağız? Hangi bilimsel gerekçeye dayanarak "sarı"nın işlevi sorgulanır oldu? %50'si kırmızıda geçme hastası olan Ankara sürücülerine jest mi yapılmaya çalışılıyor, nedir? Çok ilginç...

4 Mayıs 2008 Pazar

Gar Kavşağında "Al Gülüm Ver Gülüm"

http://www.mimdap.org/w/?p=5873
Birgün muhabirinin haberine göre TCDD, Mart 2007’de Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanan gar önü katlı kavşak projesini onaylamayarak Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne geri gönderdi. İki ay sonra ise Ankara Hızlı Tren Garı planının belediyece onaylanması karşılığında kavşak projesine onay verdi. TMMOB’a bağlı odalar tarafından açılan davalar söz konusu olmasına rağmen kavşak inşaatı son derece hızlı bir şekilde ilerlemeye devam ediyor.

Gecekondu Kavşaklar!
Aynı kaynağın bildirdiğine göre Türkiye Cumhuriyeti'nin başkentindeki kaçak(yasadışı, illegal) köprülü kavşak listesi şöyle:
*Akay Kavşağı
*Kuğulu Kavşağı
*Mithatpaşa Kavşağı

Bu kavşakların tümüne inşaatları başlamadan dava açılmış, dava süreleri sırasında devam eden inşaatlar tamamlandığı için projelerin iptal kararı alınmasına rağmen geri dönüşsüz bir durum oluşturulmuştur. Yıkım kararları dahi bulunan kavşaklar inşaatı bittiği, yeniden bir düzenleme yapıldığı durumda trafiğin aksayacağı gibi nedenler bahane edilerek yıkılmamakta, aynı zihniyetle yenileri inşa edilmekte.

Hukuçulara sormak lazım; bu ülkede mahkeme kararlarının uygulama mekanizması nasıl bir mekanizma ki, başbakanların, milletvekillerinin her gün üzerinden geçtiği, neredeyse işyerinden, evinden bakınca görülebilecek kadar yakın bu kaçak yapılar mahkeme hükümlerine rağmen yerinde duruyor?

28 Nisan 2008 Pazartesi

Ankara'ya Kolej Kavşağı İnşaatı


http://www.trt.net.tr/wwwtrt/hdevam.aspx?hid=200681&k=1
Habere göre, çoğu ilkokul, lise ve üniversite öğrencisi bir çok yayanın güzergahı üzerinde bulunan Kolej Kavşağı'nın yerine köprülü kavşak yapılacak. Trafik yine anlamsızca hızlanacak(bkz. Akköprü kavşağı, AKM kavşağı), dönüş yapan taşıtlar için yeterli biriktirme alanı bulunamadığından çok uzun kuyruklar oluşacak(bkz. Kuğulu kavşağı), dar mekanın geometrik sınırları zorlandığından kaldırımlar öylesine dar olacak ki, yayalar yola taşacak(bkz. Kuğulu kavşağı), yola taşan çoğu genç ve çocuk yaşta yayalar sürekli ezilme tehlikesi altında bulunacaklar(bkz. Gazi Üniversitesi kampüsü önü, T.Özal-GMY Bostancı kavşağı), taksilerin sık sık müşteri beklediği köşede, kaplama daralacağı için sıkışıklık yaşanacak(bkz. Kuğulu ve Kennedy kavşakları).

Kavşağın yapım süresince bölgede trafik yeniden düzenlenecek, gar civarı trafik düzenlemesine ek olarak Kolej civarında oturan ve işi olanlar saatlerce trafikte beklemeye, yüz metre öteye ulaşmak için yüzlerce metre dolanmaya, toz ve çamura tahammül etmeye zorlanacaklar.

Şimdiye kadar bu kavşağın yapılmama nedeni Çankaya Belediyesi'nin mahkeme kadarıyla projeyi durdurması idi. Proje sonsuza kadar durdu sanıyorduk ancak, ortadoğu demokrasilerinde çareler tükenmiyor(!). Büyükşehir Belediyesi bu durumu kavşağın tam ortasına koyduğu bir panoyla ilan ediyor, "Çankaya Belediyesi mahkemeye verdiği için buraya köprülü kavşak yapamıyoruz, trafik yoğunluğundan dolayı özür dileriz" gibi bir ifadeyle Çankaya Belediyesi'ni halka şikayet ediyordu. Ulus ve Kızılay meydanlarına da köprülü kavşak yapma projesi olduğunu, bu projelerin de mahkemelerce durdurulduğunu bilen var mı?

Yarın bu mahkeme kararları Kolej'de olduğu gibi bir şekilde geçersiz kılınır, etrafından dolaşmanın bir yolu bulunursa Ulus ve Kızılay meydanlarında yükselecek olan bu iğrenç yapılarla şehrin ne kadar dayanılmaz, tahammül edilemez bir hale geleceğini tasavvur edebiliyor musunuz? Edemiyorsunuz, edemiyorsunuz ki aynı zihniyeti yurdun her köşesinde göreve getirmeye devam ediyorsunuz. İyi uykular...

18 Ocak 2008 Cuma

Pes!!! El insaf!!!


Meslek odaları, akademisyenler, sivil toplum örgütleri, bağırıp duralım daha fazla trafik güvenliği diye, Avrupa'nın en küçük taşıt filolarından biriyle yılda 7000'e yakın ölüm ve binlerce sakat sayısı ile PKK terörüne verilen kayıptan daha fazla kayıp verelim, hükümetin ettiğine bakın.

Hız limitleri artacak!

http://www.fatihaltayli.com.tr/content.cfm?content_id=2125
http://www.tumgazeteler.com/?a=2482637
http://www.tumgazeteler.com/?a=2483236
adreslerinden aldığımız bilgiye göre hükümet şehir içi ve şehirlerarası yollarda hız sınırlarını artıracak! Bunu da Emniyet Genel Müdürlüğü teklif etmiş efendim. Artık 3-4 şeritli yollar yaygınlaşmış, onun için 50, 90 gibi hızlar düşük kalıyormuş. Yani önce yanlış yol tasarlıyorsun, şehrin ortasına 3,4 şeritli garabet yollar yapıyorsun, sonra o yanlışı ikinci bir yanlışla düzeltmeye kalkıyorsun.
Emniyet Genel Müdürlüğünün yoğun çalışmaları nedeniyle kazalarda verilen kayıp sayısı mı azaldı? Yollar daha güvenli mi oldu? Sürücüler artık daha mı eğitimli? Bir km yol başına düşen taşıt sayısı mı azaldı? Bunların hepsinin cevabı hepimizin malumu, ancak tanımlayamadığım bir güdüyle bu ülkede her erk sahibi yapması gerekenin tersini yapıyor.

Bakın; http://www.ntvmsnbc.com/news/432168.asp adresinde Avusturya'da hız sınırının düşürülmesinin gündemde olduğu bildiriliyor. Dünyanın en güvenli yol ağlarından biri Avusturya'dadır. Denetimin en sıkı olduğu ülkelerdendir. Buna rağmen yılda 100 canı kurtarmak için canla başla çalışıyor, tabiri caizse kendilerini paralıyorlar. Biz? Son hızla geriye gidiyoruz efendim. Karanlığa doğru!

Bilmemek ayıp değil, araştırmamak ayıp: İsveç karayolları ve trafiğinden sorumlu kamu kurumu SweRoad'un yaptığı araştırmaya göre, 40km/s hızla yapılan araç-yaya çarpışmalarında ölüm oranı %90. Yani 50km/s hız sınırının düşürülmesinin tartışılmasını beklerken gündemimize bakın! Şehirler arası yollar ha keza. "Duble yol"(uyduruk bir kelimedir, böyle bir terim yoktur) diye yaptıkları derme çatma yollar daha bir kış geçirmeden köstebek yuvasına döndü. Değil 120, 90km/s bile o yollar için tehlikelidir. Afyon-Sivrihisar yolunun Bayat ile Afyon il sınırı arasındaki kısmı tam bir ibret vesikasıdır. Önceleri tek gidiş tek geliş biçiminde olan yolun 1990'larda yapılan kaplaması bugüne kadar ciddi bir bakım gerektirmeden gelmiştir. Bu yol Türkiye'nin en başarılı asfalt kaplamalarından biridir. Bu yolun yanına başbakan talimatıyla iki şeritli bir yol daha eklenerek bölünmüş yol haline getirildi. Yeni eklenen kısım ilk yılın sonunda dalgalı denize döndü ve yama yapılmaya başlandı. Eski kaplama ise yeni yeni oluşmaya başlayan çatlaklar dışında hala sağlam. Güya TCK'nın kendi kaynaklarıyla "ucuza" mal edilmişti. Peki mıcıra kapılarak canını ve malını kaybeden onca insan? Kaza raporlarında yol kusurları yazılmaz bu ülkede, dolayısıyla kaç kişiyi kurban verdiğimizi kimse bilmiyor...